9 Mayıs 2014 Cuma

Göllerimiz Kuruyor!


BM Milletler öncülüğünde hazırlanan bildiriye göre, son 40 yılda, tarımsal sulama, konut ve endüstriyel kullanım amacı ile akarsulardan çekilen su miktarının iki katına çıktığı açıklandı. Peki bir göl veya nehir, nasıl oluyor da kuruyabiliyor? Bu konuda akla gelen ilk cevap elbette ki, küresel ısınmalar sonucu mevsimsel özelliklerin değişerek yıllık yağış miktarlarının azalması olabilir. Ancak bu cevap tek başına yeterli değil. Çünkü tarımsal alanlara yapılan plansız ve yanlış sulama teknikleri, insanoğlunun çevre bilincinden uzaklaşmış duyarsız kararları da akarsuların kurumasında büyük rol oynuyor. Artan sanayileşme ile birlikte zehirli atıkların akarsulara dökülmesi, burada yaşayan canlıları öldürdüğü gibi suyun hayatını da elinden almayı başarıyor. Böylelikle kurumaz veya azalmaz denilen akarsularımız kuruyarak canlılığını kaybediyor.

Üç bir yani denizlerle çevrili, bir çok akarsu ve göle sahip ülkemizin doğal su varlıkları da yukarıdaki sebepler sonucunda yok olmaya yüz tutmuş durumda. Son yıllarda özellikle adını duyduğumuz Sapanca ve Kocaeli’nin içme suyunu karşılayan Sapanca Gölü’nün kurumaya yüz tuttuğu yönünde bir çok haber yapılıyor. Su seviyesi tehlike sınırına dayanan Sapanca Gölü’nün minimum su işleme seviyesine 20 santim kaldığı ve bölgedeki su ihtiyacını karşılamak için acilen alternatif kaynaklara yönelinmesi gerektiği konusunda uyarılar yapılıyor. Sapanca Gölü’nden başka Burdur Gölü’nün de artık kurumaya yüz tuttuğu söyleniyor. Bölge dağlarında yapılan mermercilik faaliyetleri neticesinde bozulan ekolojik düzen, plansızca yerleştirilen barajlar ve göletler nedeniyle Burdur Gölü’nün kaderi de Sapanca ile aynı olacağa benziyor.


Ülkemizin en önemli sulak alanlarının tehlike altında olduğu bu yıllarda, acil önlem planları alınmazsa daha fazla çevresel zarara uğrayacağımız kesin. Suyun çekilmesi sonucunda rüzgar erozyonu ve buna bağlı olarak artacak göç tehditleri, çevre alarmı verilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder