Tüm dünyada özelliklede gelişmemiş ve gelişmekte olan
ülkelerde açlık ve yoksulluk sınırı çok yüksektir. Ülkelerin gelişmişlik
düzeyini ve ülke içerisindeki sınıf dağılımını en iyi şekilde anlatan tablolardan
biriside bu açlık sınırı tablosudur. Açlık sınırının düşmesi ülke ekonomisinin
kötüye gittiğine ve hayat pahasının arttığına dair bir işarettir. Ülkemizde de
KESK-AR’ın açıkladığı sonuçlara göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 328
TL’ye, yoksulluk sınırı ise 4 bin 199 TL oldu. Bu şartlarda bir ailenin asgari
ücret ile geçinmesi neredeyse imkansızdır. Ülkemizde bu şartlarda yaşamaya
çalışan insan sayısının çok fazla olması ve özellikle %9’un üzerinde işsizlik oranın
ülkenin nasıl bir dar boğaza sürüklendiğinin bir göstergesidir.
Ülkenin durumunu anlatmak isteyen bir tablocu, bu şartlarda
fazla zorlanmayacaktır. Çünkü ülkenin hali giderek içler acısı bir hal
almaktadır. Özellikle gıda enflasyonunun 4 yılın zirvesinde %14.4’lük bir sonuç çıkması geçen sene ile bu
sene arasındaki farkı rahatlıkla gözler önüne sermektedir. Bu durumu anlatmak
için meşhur bir tablocu olmaya gerek yok. Yükselen bu değerler sonucunda satın
alınan gıda maddelerinde bir azalma ya da kalitesinde düşüş yaşanacaktır.
Asgari ücrete yapılan zam oranı ile enflasyon oranı karşılaştırıldığında halkın
giderek fakirleştirildiği ortaya çıkmaktadır. Günümüzde asgari ücretin en
azından açlık sınırı ile eş olması gerekmektedir. Aksi takdirde insanların
düzgün bir yaşam sürmeleri beklenemez.